22 Eylül 2020 Salı

Canlıların Temel Bileşenleri Karma Sorular

DOĞRU-YANLIŞ HAZIRLIK VE ÇALIŞMA SORULARI

 

1-      (…..) İnorganik bileşikler canlıların vücudunda sentezlenebilirler.

2-      (…..) İnorganik bileşikler doğada hazır olarak bulunurlar.

3-      (…..) Vitaminler inorganik bileşiklerdir.

4-      (…..) İnorganik bileşikler sindirime uğratılmadan hücre zarından geçemezler.

5-      (…..) İnorganik bileşikler enerji verir.

6-      (…..) İnorganik bileşikler enerji vermez.

7-      (…..) Su, fotosentezde organik besin üretiminde kullanılır.

8-      (…..) Su, vücut sıcaklığının düzenlenmesine yardımcı olur.

9-      (…..) İnsanda demir minerali eksikliğinde guatr hastalığı oluşur.

10-  (…..) İnsanda kalsiyum minerali eksikliğinde kemik gelişimi olumsuz etkilenir.

11-  (…..) İnsanda iyot minerali eksikliğinde kansızlık hastalığı oluşur.

12-  (…..) İnsanda demir minerali eksikliğinde kansızlık oluşur.

13-  (…..) Mineraller sindirilmeden hücre zarından geçemezler.

14-  (…..) Organik bileşikler sindirilmeden hücre zarından geçemezler.

15-  (…..) Organik bileşiklerden olan vitaminler direkt olarak hücre zarından geçebilirler.

16-  (…..) Canlılar enerji ihtiyaçlarını ilk olarak karbonhidratlardan sağlar.

17-  (…..) Karbonhidratlar en kolay sindirilebilen organik bileşiklerdir.

18-  (…..) Monosakkaritler su ile daha küçük birimlere parçalanabilirler.

19-  (…..) Sükroz ( sakkaroz ) bitkisel disakkkarittir.

20-  (…..) Laktoz hayvansal disakkarittir.

21-  (…..) Glikojen hayvansal depo polisakkarittir.

22-  (…..) Canlılar enerji ihtiyaçlarını ilk olarak yağlardan karşılarlar.

23-  (…..) Yavrularını süt ile besleyen canlılarda sütün içinde laktoz bulunur.

24-  (…..) Yağların parçalanabilmesi için fazla miktarda oksijene ihtiyaç vardır.

25-  (…..) Yağların yapı taşları sadece yağ asitleridir.

26-  (…..) Yağlar suda çözünürler.

27-  (…..) Yağlar suda çözünmezler.

28-  (…..) Yağlar organik çözücülerde çözünürler.

29-  (…..) Tereyağı doymamış yağ asidi içerir.

30-  (…..) Mısır yağı doymamış yağ asidi içerir.

31-  (…..) Hayvansal yağlar doymuş yağ asidi içerir.

32-  (…..) Bitkisel yağlar doymamış yağ asidi içerir.

33-  (…..) Yağlar vücudu mekanik etkilere ve darbelere karşı korur.

34-  (…..) Hücresel yapıda en çok bulunan organik bileşik proteindir.

35-  (…..) Proteinlerin yapı taşları amino asitlerdir.

36-  (…..) Proteinlerin yapısında bulunan bağ peptit bağıdır.

37-  (…..) Amino asitlerde çeşitliliği amino grubu sağlar.

38-  (…..) Amino asitlerde çeşitliliği R grubu sağlar.

39-  (…..) Proteinler hücrede ribozomlarda sentezlenir.

40-  (…..) Proteinlerde çeşitliliği R grubu sağlar.

41-  (…..) Ortam sıcaklığının artması tepkimelerin hızlı gerçekleşmesini sağlar.

42-  (…..) Enzimler özel proteinlerdir.

43-  (…..) Bileşik enzimlerde etkiyi apoenzim yapar.

44-  (…..) Bileşik enzimlerde etkiyi yardımcı kısım yapar.

45-  (…..) Enzimleri tepkimeleri başlatmaz.

46-  (…..) Enzimler hem hücre içinde hem de hücre dışında kullanılabilirler.

47-  (…..) Enzimler sadece hücre içinde kullanılabilirler.

48-  (…..) Sıcaklık enzim çalışmalarını etkilemez.

49-  (…..) Hücre içinde tepkimeleri enzimler başlatır.

50-  (…..) Enzimlerin çalışabileceği en ideal sıcaklık vücut sıcaklığıdır.

51-  (…..) Substrat yüzeyi arttıkça enzim etkinliği azalır.

52-  (…..) Enzimin etki ettiği maddeye substrat denir.

53-  (…..) Substratın yüzeyi genişledikçe enzim etkinliği artar.

54-  (…..) Ortamdaki su miktarı % 15 in altına inerse enzim etkinliği azalır.

55-  (…..) Enzimler iyi çalışırsa tepkime hızı artar.

56-  (…..) Enzimler iyi çalışırsa tepkime hızı azalır.

57-  (…..) Vitaminler enerji veren organik bileşiklerdir.

58-  (…..) Vitaminler enerji vermez.

59-  (…..) Vitaminler vücutta düzenleyici olarak görev yaparlar.

60-  (…..) Vitaminlerin sindirime ihtiyacı yoktur.

61-  (…..) Vitaminler hücre zarından geçebilecek boyuttadırlar.

62-  (…..) Vitaminlerin sindirilmeden hücre zarından geçemezler.

63-  (…..) Ağır metaller vitaminlerin yapısını bozar.

64-  (…..) Hava ile temas halinde vitaminlerin yapısı bozulur.

65-  (…..) A,D,E,K vitaminleri yağda çözünen vitaminlerdir.

66-  (…..) Yağda çözünen vitaminlerin eksikliğinde ortaya çıkabilecek rahatsızlıklar sık görülür.

67-  (…..) Suda çözünen vitaminlerin eksikliğinde ortaya çıkabilecek rahatsızlıklar sık görülür.

68-  (…..) Yağda çözünen vitaminler vücutta depolanabilirler.

69-  (…..) Suda çözünen vitaminler vücutta depolanamazlar.

70-  (…..) Nükleik asitler hücrenin genetik bilgi deposudur.

71-  (…..) Nükleik asitlerin yapı taşları nükelotitlerdir.

72-  (…..) DNA hücredeki bütün faaliyetleri kontrol eder.

73-  (…..) DNA sadece protein sentezinden sorumludur.

74-  (…..) DNA molekülünde A,T,G,C azotlu organik bazları bulunur.

75-  (…..) DNA da urasil bulunabilir.

76-  (…..) DNA hücrenin kalıtım birimidir.

77-  (…..) DNA çift zincirli sarmal yapıya sahiptir.

78-  (…..) DNA nın en önemli özelliği kendini eşlemesidir.

79-  (…..) DNA kendini eşleyemez.

80-  (…..) DNA hücrede sadece çekirdekte bulunur.

81-  (…..) RNA hücrede sadece çekirdekte bulunur.

82-  (…..) RNA nın yapısında timin bulunmaz.

83-  (…..) RNA nın yapısında riboz şekeri bulunur.

84-  (…..) RNA nın yapısında deoksiriboz şekeri bulunur.

85-  (…..) RNA protein sentezinden sorumludur.

86-  (…..) RNA tek zincirlidir.

87-  (…..) RNA kendini eşleyebilir.

88-  (…..) RNA kendini eşleyemez.

89-  (…..) RNA DNA dan sentezlenir.

90-  (…..) Hücrede en çok mRNA bulunur.

91-  (…..) Hücrede en çok rRNA bulunur.

92-  (…..) Hücrede en çok tRNA bulunur.

93-  (…..) DNA nın olduğu her yerde RNA da vardır.

94-  (…..) ATP enerji molekülüdür.

95-  (…..) Bütün enerjilerin ana kaynağı güneştir.

96-  (…..) Hücresel solunumun amacı hücre için gerekli enerjiyi sağlamaktır.

97-  (…..) Enerji bir türden başka bir türe dönüşebelir.

98-  (…..) ATP molekülü yüksek enerjili fosfat bağları içerir.

99-  (…..) ATP hücrede depolanamaz.

100-  (…..) ATP depolanabilir.

101-  (…..) ATP bir hücreden diğerine aktarılamaz.

102-  (…..) ATP bir hücreden diğerine taşınabilir.

103-  (…..) ATP’nin yapısında üç tane yüksek enerjili fosfat bağı bulunur.

 

 

BOŞLUK DOLDURMA VE CÜMLE TAMAMLAMA SORULARI

 

1-      Doğadan hazır olarak alınan bileşikler ……………………….. ( inorganik // organik ) bileşiklerdir.

2-      Canlı hücrelerde enerji üretiminden sorumlu bileşikler ……………………………….. ( inorganik // organik ) bileşiklerdir.

3-      Canlı vücudunda sentezlenemeyen bileşikler ……………………….. ( inorganik // organik ) bileşiklerdir.

4-      Hücre zarından direk geçebilen bileşikler ………………......... ( inorganik // organik ) bileşiklerdir.

5-      Vücut sıcaklığının düzenlenmesine yardımcı olan inorganik bileşik ……………dur.

6-      İnsan vücudunda en bol bulunan mineral ……………………………mineralidir.

7-      Vücutta iyot minerali eksikliğinde ……………………..hastalığı oluşur.

8-      Vücutta demir minerali eksikliğinde ……………………..hastalığı oluşur.

9-      Dişlerin yapısına katılıp, çürümesini önleyen mineral …………………….mineralidir.

10-  Karbonhidrat, yağ ve proteinlerin öncelikli kullanım sırası; ………………………… …………………………………..

11-  Karbonhidrat, yağ ve proteinlerin sindirim kolaylığı sırası ( kolaydan zora ); ……………………………………………………………..

12-  Karbonhidrat, yağ ve proteinlerin enerji verimi sırası ( yüksek enerjiliden düşüğe ) ; ……………………………………………………………..

13-  Karbonhidrat, yağ ve proteinlerin yapıya katılma sırası ( çoktan aza ); ……………………………………………………………..

14-  Karbonhidratların yapısında bulunan bağ ……………………………dır.

15-  Karbonhidratların yapı taşı …………………  dur.

16-  Karbonhidratların birinci sırada enerji verici molekül olarak kullanılmasının nedeni; ……………………... …………………………………….

17-  En hızlı ve en kolay yoldan enerji kaynağı olarak kullanılan organik bileşikler …………………………….

18-  Maltoz ve sakaroz ( sükroz ) …………………… ( bitkisel // hayvansal ) hücrelerde sentezlenir.

19-  Laktoz …………………… ( bitkisel // hayvansal ) hücrelerde sentezlenir.

20-  Bitkisel yapı polisakkariti ………………… dur.

21-  Hayvansal depo polisakkariti ……………………….dır.

22-  Hayvansal yapı polisakkarit …………………….. dir.

23-  Bitkisel depo polisakkariti ………………… dır.

24-  Yağların ikinci sırada enerji verici molekül olarak kullanılmasının nedeni; ………… …………………………

25-  Yağların yapı taşları ………………………………………. dir.

26-  Yağların yapısında bulunan bağın adı ………………………….dır.

27-  Oda sıcaklığında katı halde bulunan yağlar ……………………………yağlardır.

28-  Oda sıcaklığında sıvı halde bulunan yağlar ……………………………yağlardır.

29-  Kış uykusuna yatan hayvanlarda enerji ve su ihtiyacı …………………… karşılanır.

30-  Göçmen kuşlarda su ve enerji ihtiyacı …………………………..karşılanır.

31-  Vücudu mekanik etkilere ve darbelere karşı koruyan organik molekül ……………dır.

32-  Vücutta yedek besin deposu olarak görev yapan organik molekül …………………dır.

33-  Hücre zarının yapısına katılan yağ çeşidi ………………………..tir.

34-  Vücuttan ısı kaybını engelleyen organik molekül ………………….dır.

35-  Proteinlerin yapı taşları ……………………..

36-  Proteinlerin yapısında bulunan bağ ……………………

37-  Hücrede yapım-onarım işlerinde en çok kullanılan, düzenleyicilik görevi yapabilen ve enerji verebilen organik molekül …………………………………dir.

38-  Hücre yapısına en çok katılan organik bileşik ……………………….dir.

39-  Amino asitlerde çeşitliliği ………………………………sağlar.

40-  Proteinlerin çeşitliliği yapısında bulunan amino asitlerin ……………………………… ………………………………………………….

41-  Enzimlerin çalışabileceği en iyi sıcaklık ………………………….. dır.

42-  Ortamdaki su miktarı % 15’in altına düşerse enzim faaliyetleri ………………………..

43-  Bir tepkimenin gerçekleşebilmesi için gerekli olan en düşük enerji miktarına ………………………… …………….denir.

44-  Substrat yüzeyi arttıkça tepkime hızı …………………….

45-  Bileşik enzimlerde substrata etkiyi yapan kısım; ………………………..dır.

46-  Enzimlerin çalışabileceği en iyi sıcaklık ………………………….. dır.

47-  Nükleik asitlerin yapı taşları …………………………………

48-  DNA nın hücrede bulunduğu yerler …………………………………………………….  …..............

49-  RNA nın hücrede bulunduğu yerler …………………………………………………….  …..............

50-  DNA molekülünde ……………………………………………………..organik bazları bulunur.

51-  DNA’nın en önemli özelliği …………………………………..

52-  DNA nın kendini eşlemesinin sağladığı avantaj; ………………………………………. …………………………..

53-  DNA molekülünde ……………………………………… ( deoksiriboz // riboz ) şekeri bulunur.

54-  RNA hücrede …………………………………………… görev alır.

55-  mRNA’nın hücredeki görevi; ……………………………………………………

56-  Hücrede en çok bulunan RNA çeşidi …………………………….

57-  tRNA’nın hücredeki görevi; ……………………………………………………

58-  rRNA’nın hücredeki görevi; ……………………………………………………

59-  Yağda eriyen vitaminlerin eksikliğinde oluşan hastalıkların sık görülmemesinin nedeni; …………………. ……………………………………

60-  Suda eriyen vitaminlerin eksikliğinde oluşan hastalıkların sık görülmesinin nedeni; …………………. ……………………………………

61-  Hücrede ATP ………………………… ( depolanabilir // depolanamaz )

62-  ATP hücreden hücreye ………………………….. ( taşınabilir // taşınamaz )

 

Çalışma Soruları

1-      İnorganik bileşiklerin özellikleri nelerdir? Kısaca açıklayınız.

2-      Canlılar için suyun önemini kısaca açıklayınız.

3-      Canlı hücre enerji üretiminde kullanacağı organik bileşiği hangi kriterlere göre belirler?

4-      Canlı hücre enerji üretiminde yağları neden birinci sırada tercih etmez?

5-      Proteinlerin enerji üretiminde ilk sırada tercih edilmemesinin sebebi nedir? Kısaca açıklayınız.

6-      Yağların önemini kısaca açıklayınız.

7-      Yağların suda çözünmemesinin avantajı nedir? Kısaca açıklayınız.

8-      Proteinlerin önemini kısaca açıklayınız.

9-      Amino asitlerde çeşitlilik nasıl sağlanır?

10-  Proteinlerin çeşitliliği nasıl sağlanır?

11-  Vücuda yeterince protein alınmadığında görülebilecek durumlar nelerdir? Kısaca açıklayınız.

12-  Tepkimelerin başlayabilmesi için gerekli olan aktivasyon enerjisi nasıl düşürülür? Kısaca açıklayınız.

13-  Sıcaklığın enzim faaliyetleri üzerine olan etkisini kısaca açıklayınız.

14-  Ortamdaki su miktarının enzim faaliyetleri üzerine etkisini kısaca açıklayınız.

15-  Bileşik enzimlerde yardımcı kısmın yapısını hangi maddeler oluşturur?

16-  Bileşik enzim yapısını oluşturan apoenzim ve yardımcı kısmın görevleri nedir?

17-  Substrat yüzeyinin enzim çalışmasına olan etkisi nedir? Kısaca açıklayınız.

18-  DNA ve RNA arasındaki organik baz, şeker ve görev farkını yazınız.

19-  Hücrede DNA ve RNA nın bulunduğu yerleri yazınız.

20-  DNA neden kendini eşler? Kısaca açıklayınız.

 

Canlıların Temel Bileşenleri Konu Özeti

 

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ

 

YAPILARINA GÖRE

 

İnorganik Bileşikler

Organik Bileşikler

Su

Asit

Baz

Tuz

Mineraller

Karbonhidratlar

Yağlar

Proteinler

Enzimler

Vitaminler

Hormonlar

Nükleik Asitler

ATP

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

            GÖREVLERİNE GÖRE

 

Enerji vericiler.

Yapıcı-onarıcılar

Düzenleyiciler

Karbonhidratlar

Yağlar

Proteinler

Proteinler

Yağlar

Karbonhidratlar

Mineral maddeler

Su

Proteinler

Mineral maddeler

Su Vitamin

 

 

 

 

 

İNORGANİK BİLEŞİKLER

 

  • Canlılar vücutlarında sentezleyemezler, doğadan hazır olarak alırlar.
  • Sindirime gerek olmadan hücre zarından geçebilirler.
  • İnorganik maddelerden enerji elde edilemez.
  • Yapım-onarım, düzenleyicilik gibi görevleri vardır.
  • Canlılığın sürmesi için zorunlu maddelerdir.

 

Su

·         Kimyasal tepkimelerde rol alan önemli bir çözücüdür.

·         Besinlerin sindirimini sağlar.

·         Organizmanın vücudunda taşıyıcı olarak görev yapar.

·         Boşaltımda görev alır.

·         Vücut sıcaklığının düzenlenmesine yardımcı olur.

·         Enzimlerin çalışabilmesi için ortam hazırlar.

·         Fotosentezde kullanılır.

 

Asit, Baz ve Tuzlar

Asitler:

·         Suda çözündükleri zaman H+ iyonu veren bileşiklerdir. Tatları ekşidir.

Bazlar:

·         Suda çözündüklerinde OH- iyonu veren bileşiklerdir. Tatları acıdır.

Tuzlar: 

·         Asitler ve bazlar karıştırıldığında asitin H+ iyonu ile bazın OH- iyonu birleşir.

·         Ozmotik basıncı dengeler.

 

Mineraller

·                              Sindirilmeden direk olarak kana alınırlar.

·                              Yapım-onarım ve düzenleyici olarak kullanılırlar.

Vücudumuzda bulunan önemli mineraller ve vücuda etkileri

Kalsiyum (Ca);

-Vücutta en bol bulunan mineraldir. Kemiğin ve dişin yapısına katılır.

Demir (Fe);

-Hemoglobinin yapısına katılır.

 

ORGANİK BİLEŞİKLER

 

·      Organik bileşikler sindirilmeden hücre zarından geçemezler.

·      Sadece vitaminler direkt olarak hücre zarından geçebilirler. Ayrıca vitaminler enerji verici madde olarak kullanılamazlar.

·      Enerji kaynağı, yapı maddesi ve düzenleyici olarak kullanılırlar.

 

 - Açlık anında tüketim sırası ( öncelikli kullanım sırası) = Karbonhidratlar-Yağlar-Proteinler

 

 -  Sindirim kolaylığına göre   =    Karbonhidratlar    Proteinler -- Yağlar 

 

 -  Sağladıkları enerji miktarına göre  =       Yağlar – Proteinler -- Karbonhidratlar                  

                                                                                                                                                                                                                                                         

  - Yapıya katılma miktarına göre =    Proteinler – Yağlar --   Karbonhidratlar

 

KARBONHİDRATLAR

 

·      Yapı taşları monosakkaritlerdir. En çok bilineni glikozdur. Yapılarında bulunan bağ glikozit bağıdır.

·      Fotosentez sonucu meydana gelirler.

·      En hızlı ve en kolay yoldan enerji kaynağı olarak kullanılırlar.

·      Nükleik asitlerin ( DNA, RNA ) ve ATP’nin yapısına katılırlar.

·      Hücre zarının ve hücre çeperinin yapısına katılırlar.

·      Depo maddesi olarak kullanılırlar.

 

Karbonhidrat Çeşitleri;

 

 

KARBONHİDRATLAR

Monosakkaritler

( Basit Şekerler )

 

Glikoz-Galaktoz-Fruktoz

Riboz- Deoksiriboz

Enerji Kaynağı

Yapı Taşı

Disakkaritler

( Çift Şekerler )

Maltoz-Sükroz          à

Laktoz                       à

Bitki Şekeri

Süt Şekeri

Polisakkaritler

(Kompleks Şekerler )

Nişasta                      à

Selüloz                      à

Glikojen                    à

Kitin                           à

Bitkilerde Enerji Deposu

Bitkilerde Yapı Taşı

Hayvanlarda Depo Maddesi

Hayvansal Yapı Maddesi

 

• Monosakkaritler ( Basit Şekerler )

·      Karbonhidratların en küçük birimidir.

·      Canlı sistemde hücreden hücreye taşınabilen, solunum ve dehidrasyon reaksiyonlarına katılabilen şekerlerdir.

·      Monosakkaritler su ile daha küçük birimlerine parçalanamazlar.

·      Canlılarda enerji gereksinimi için en çok kullanılan glikozdur.

 

• Disakkaritler ( Çift Şekerler )

 

·           Canlılarda en çok bulunan disakkaritler maltoz, sakaroz ve laktozdur. Maltoz ve sakaroz bitkilerde sentezlenirken, laktoz hayvanlarda sentezlenir.

           

• Polisakkaritler ( Çok Şekerler )

·           Çok sayıda glikozun bir araya gelmesiyle oluşan kompleks şekerlerdir. Birleşme sonunda su açığa çıkar.

Ø  Nişasta : Bitkisel depo maddesidir. Bitkilerin fotosentez sonucu oluşturdukları glikozun depo şeklidir. Suda çözünmez.

Ø  Selüloz: Bitkisel yapı maddesidir. Suda çözünmezler. İnsan ve hayvanlar selülozu sindirecek sindirim enzimlerine sahip değillerdir. Selüloz hücre çeperinin yapısına katılırlar.

Ø  Kitin: Hayvansal yapı maddesidir. Böceklerin dış iskeletini oluşturur. Polisakkarit ve azot bileşiminde olan bir organik moleküldür. Suda çözünmez.

Ø  Glikojen: Hayvansal depo maddesidir. Hayvan  nişastası olarak da bilinir. Suda çözünür. Karaciğerde depolanan glikojen gereken zamanlarda glikoza dönüştürülüp kana verilir ve enerji gereksinimi sağlanır.

 

YAĞLAR

 

·           Suda çözünmezler ya da az çözünürler.

·           Karbon miktarı oksijenden fazla olduğundan yüksek enerjiye sahiptirler. Bu nedenle yağların sindirimi oldukça uzun zaman alır.

·           Yağlar; vücutta depolanması, yanmaları için daha fazla oksijene ihtiyaç duyulması, yıkımlarının uzun zaman alması gibi sebeplerden ötürü ikinci sırada enerji kaynağı olarak kullanılırlar.

·           Soğuk iklimlerde yaşamaya uyun sağlamış hayvanlarda deri altında depoladıkları için vücuttan ısı kaybını önler.

·           Vücudu mekanik etkilere ve darbelere karşı korur.

·           Hafif oldukları için özellikle kuşlarda vücudun hafifleşmesini sağlar ve uçmayı kolaylaştırır.

·           Oksijenli solunumda, enerji elde etmek amacıyla parçalandığında bol miktarda metabolik su açığa çıkar. Bu nedenle yağlar özellikle göçmen kuşlar, kış uykusuna yatan hayvanlar ve çölde yaşayan hayvanlarda vücudun su ihtiyacını karşılar.

·           A,D,E,K vitaminlerinin vücuda alınmasında rol oynarlar.

·           Biyolojik açıdan önemli olan yağlar; trigliseritler, fosfolipitler, ve steroitlerdir.

 

Trigliseritler: ( Nötral yağlar )

 

  • Yapı taşları yağ asidi ve gliseroldür.
  • Yapılarında bulunan bağ ester bağıdır.

 

Fosfolipitler:

 

  • Hücre zarının yapısına katılır.

 

Steroitler:

 

  • Canlıda düşük miktarlarda bulunur ve büyük önem taşırlar.
  • Bazı vitamin ve hormonların yapısına katılırlar.
  • Hayvansal hücrelerde hücre zarının geçirgenliğini artırır.
  • Sinirlerde yalıtıcı olarak görev yapar.

 

PROTEİNLER

 

·      Yapı taşları amino asitlerdir. Yapıda bulunan bağ peptit bağıdır.

·      Proteinler, hücrenin yapısında yer alan en önemli bileşiklerdendir. Canlılık olaylarının sürdürülebilmesi için kesinlikle gereklidir. Hücrelerde yapı maddesi olarak ve metabolizma faaliyetlerinin sürdürülmesinde düzenleyici olarak görev alırlar. Uzun süreli açlık hariç enerji kaynağı olarak kullanılmazlar.

·      Proteinler amino asit denilen birimlerin aralarında peptit bağları oluşturarak meydana getirdikleri yapılardır.

·      Amino asitler, bir C atomu, bir amino grubu, bir karboksil grubu ve bir değişken gruptan (R) oluşur. R grubu değişken grup olup buraya değişik atomlar bağlanabilir. Bu şekilde amino asitlerin çeşitliliği sağlanır. 

 

      





                   

 

                                           Bir amino asitin genel yapısı

 

 

 

 

 

 

 

 

·      Proteinler RNA’ların aracılığıyla ribozomlarda sentezlenir. DNA’dan alınan şifreler RNA’ya iletilir ve ribozomlarda amino asitler birleştirilerek proteinler oluşturulur. Her canlıdaki proteinler birbirinden farklıdır.

·      Proteinlerin çeşitliliğini içerdikleri amino asitlerin sayısı, çeşidi ve sıralanışı belirler.

·      Yüksek sıcaklık, basınç ve tuz derişimi proteinlerin yapısını bozar.

·      Vücudu yabancı maddelere ve mikroplara karşı korur.

·      Hücre zarının yapısına katılır ve madde geçişini kontrol eder.

 

ENZİMLER

 

·      Kimyasal tepkimelerin gerçekleşebilmesi için tepkimeye girecek moleküllerin belirli bir enerjiye ulaşması gerekir. Bu enerjiye aktivasyon enerjisi denir.

·      Aktivasyon enerjisi kimyasal tepkimenin başlayabilmesi için gerekli en düşük enerji miktarıdır.

·      Aktivasyon enerjisini azaltmak için ya ısıtmak ya da katalizör kullanmak gerekir. Isı moleküllerin enerjisini yükselterek tepkimeye girmelerini sağlar. Ortam ısısının artması aktivasyon enerjisini azaltıp reaksiyonun hızlandırılmasını sağlar. Ancak ortamın ısısı arttığında hücrede proteinlerin yapısı bozulacağından canlılar zarar görür. Bu sebeple aktivasyon enerjisini azaltmak için katalizör kullanılır.

·      Canlı hücrelerdeki bütün biyokimyasal reaksiyonların aktivasyon enerjisini düşüren, reaksiyonu hızlandıran ve reaksiyondan çıkan biyolojik katalizörlere enzim adı verilir.

 

Enzimlerin Yapısı

  • Enzimler canlı hücrelerde DNA’daki kalıtsal bilgiye göre üretilen özel proteinlerdir. Her bir gen bir enzimin yapımından sorumludur.
  • Enzimler basit ve bileşik olmak üzere iki çeşittir. Sadece proteinden oluşan enzimler basit enzimlerdir ve apoenzim adını alırlar. Bileşik enzimler protein ve yardımcı kısımlardan oluşur ve aktif enzim ( holoenzim ) adını alır. Yardımcı kısım inorganik maddelerden oluşmuş ise ( çoğunlukla mineral ) kofaktör, organik maddelerden oluşmuş ise ( çoğunlukla vitamin ) koenzim adını alır.
  • Bileşik enzimlerde apoenzim etki edilecek substratı tanır, yardımcı kısım ise etkiyi yapar.

 

Enzimlerin Özellikleri

1-      Tepkimeleri başlatmaz, başlamış tepkimeleri hızlandırır.

2-      Enzimlerin etki ettiği maddeye substrat denir. Her enzim belirli bir maddeye etki eder.

3-      Enzimler etkilerini maddenin dış yüzeyinden başlatır.

4-      Her enzim ancak belirli bir reaksiyonu etkiler.

5-      Her hücrede tepkime çeşidi kadar enzin çeşidi vardır.

6-      Enzimler çok hızlı çalışır.

7-      Enzimler genellikle çift yönlü çalışır ( tersinirdir ).

8-      Bir apoenzim belirli bir koenzim ya da kofaktörle çalışır. Fakat bir koenzim ya da kofaktör birden fazla apoenzimle çalışabilir.

9-      Enzimler kimyasal tepkimelerden değişmeden çıkar ve tekrar tekrar kullanılır.

10-   Enzimler hücrede takım halinde çalışır.

11-  Takım halinde çalışan enzimlerin çalışmaları geri besleme mekanizması ile sağlanır.

12-  Enzimler hücre içinde sentezlendikleri halde hem hücre içinde hem de hücre dışında çalışabilir.

13-  Enzimler, tepkimenin yönünü değil denge oranını belirler.

 

Enzimlerin Çalışmasına Etki Eden Faktörler

 

1-Sıcaklık : Enzimlerin yapısı protein olduğundan ortamdaki sıcaklık değişmelerinden etkilenir. Enzimlerin çalışması için optimum sıcaklık vücut sıcaklığıdır ve bu sıcaklıkta reaksiyon en yüksek hızda gerçekleşir. Sıcaklığın düşmesi enzimlerin yapısını bozmaz, enzimler inaktif duruma geçerler. Genel olarak en ideal sıcaklık 35 derecedir. 50-55 dereceye gelindiğine enzimlerin yapısı protein olduğu için bozulur ve çalışmaz.

2-pH Derecesi : Enzimlerin etkin olduğu pH derecesi optimum pH’tır. Her enzim belirli bir pH aralığında çalışır. Genellikle enzimler pH: 7’de yani nötre yakın değerlerde iş görür

3-Enzim Yoğunluğu : Ortamdaki enzim miktarı, ortamdaki substrat miktarına bağlı olarak tepkime hızını etkiler. Eğer ortamda yeterli miktarda substrat varsa enzim yoğunluğu arttıkça tepkime hızı da artar.

4-Substrat Yoğunluğu : Enzim miktarının sabit tutulduğu zaman substrat yoğunluğu arttırılırsa tepkimenin hızı belirli bir süre artar ve daha sonra sabitlenir.

5-Su : Ortamda bulunan su miktarını etkiler. Su miktarı %15’in altına düşerse enzimlerin çalışması durur.

6-Substratın Yüzeyi : Enzimler etkinliklerini substratın dış yüzeyinden başlatır. Bu nedenle substratın yüzeyi ne kadar geniş olursa enzimlerin etkinliği de o kadar fazla olur.

7-Engelleyici Maddeler ( İnhibitör Maddeler ) : Enzimlerin etkinliğini yavaşlatan ya da durduran maddelere inhibitör maddeler denir. Bunlar civa, kurşun, arsenik, siyanür gibi maddelerdir. Ayrıca akrep ve arı zehirleri de örnek verilebilir. İnhibitörler ,   enzimlerin  aktif yüzeylerine tutunur ya da aktif yüzeyi bozarak enzimin etkinliğini durdurur. Bazı inhibitörler  enzimlerle  birleşip enzimlerin parçalanmasına neden olur.

8-Aktifleştirici Maddeler ( Aktivatör Maddeler ) : Enzimlerin aktifliğini artıran maddelere aktivatör denir. Özellikle mangan, nikel, klor ve mağnezyum gibi iyonlar enzimlerin etkinliğini arttırır. Bazı aktivatörler enzimlerin substrata birleşmesini kolaylaştırırken, bazıları enzimlerin aktif yüzeylerini daha da aktifleştirir.

 

VİTAMİNLER

  • Vücutta düzenleyici ve direnç artırıcı olarak görev yapan organik molekülerdir.
  • Enerji kaynağı olarak kullanılmazlar
  • Sindirilmeden hücre zarından geçebilirler
  • Büyük bir bölümü enzimlerin yapısına katılarak enzim çalışmasını düzenler
  • Oksijen, güneş ışığı, ısı ve ağır metaller ile temas etkilerinde kolay bir şekilde bozulurlar.

Vitaminler yağda ve suda çözünen vitaminler olarak iki gruba ayrılır.

1-      Yağda çözünen vitaminler: A,D,E,K vitaminleri yağda çözünen vitaminlerdir. Karaciğerde depo edilebilirler. Bu nedenle eksikliklerinde ortaya çıkabilecek hastalıklar geç ortaya çıkar. Aşırı miktarda alındıklarında anormallikler görülür.

2-      Suda çözünen vitaminler: B grubu ve C vitaminleridir. Suda çözünebilme özelliklerinden dolayı vücuttan kolay bir şekilde atılabilirler. Eksikliklerinde ortaya çıkabilecek hastalıklar sık görülür.

 

Vitamin Adı

Eksiklik Belirtileri

Yağda Çözünen Vitaminler

A Vitamini

Gece körlüğü

D Vitamini

Kemik gelişiminde anormallikler

E Vitamini

Kısırlık

K Vitamini

Kanın pıhtılaşmasında gecikme

Suda Çözünen Vitaminler

B grubu Vitaminler

Kansızlık,  Sinirsel ve zihinsel gelişimde gerilik, Sindirim sistemi rahatsızlıkları,

C Vitamini

Yaraların geç iyileşmesi, diş eti kanamaları, dişlerde gevşeme, eklemlerde şiş ve ağrılar

 

NÜKLEİK ASİTLER

·      Bütün canlı hücrelerde bulunan kalıtım maddesidir.

·      Nükleik asitler hücredeki bütün metabolik faaliyetleri kontrol eder ve yönetir.

·      Hücrenin genetik bilgi deposudur.

·      Yapısında C,H,O yanında N ve P elementleri bulunur. Bu elementlerin düzenli bir şekilde bir araya gelmesiyle nükleotitler meydana gelir. Nükleotitler nükleik asitlerin yapı taşlarıdır. Nükleotitlerin birbirlerine bağlanması ile nükleik asitler meydana gelir.


           


DNA ( Deoksiribonükleik Asit )

·       DNA molekülü birbirine sarılmış iki zincirden meydana gelmiştir.

·       Çekirdekte, mitokondride, kloroplastlarda bulunur.

·       Yapısında A,T,G,S organik bazları vardır.

·       Yapısında deoksiriboz şekeri bulunur.

·       Genetik bilgiyi taşır.

·      DNA  kendi kendini eşler. Bu olaya replikasyon ya da duplikasyon adı verilir. DNA’nın kendini    eşlemesi ile kalıtsal bilgiler hücreden hücreye aktarılır.

 

RNA ( Ribonükleik Asit )

·       Tek zincirlidir.

·       Çekirdekçik, sitoplazma, mitokondri, kloroplast ve ribozomlarda bulunur.

·       Yapısında A,U,G,S organik bazları bulunur.

·       Yapısında riboz şekeri bulunur.

·       Protein sentezinde görev alır.

·       Kendini eşleyemez. DNA’dan sentezlenir.

·       Hücrede yapı ve görevlerine göre 3 çeşit RNA vardır.

§  Mesajcı RNA ( mRNA ) = DNA’ da bulunan kalıtsal bilgiyi sitoplazmadaki ribozomlara taşır. Toplam RNA’nın %5’i mRNA’dır.

§  Taşıyıcı RNA ( tRNA ) = Amino asitleri ribozomlara taşır. Toplam RNA’nın %15’i tRNA’dır.

§  Ribozomal RNA ( rRNA ) = Proteinlerle birlikte ribozomların yapısını oluşturur. Toplam RNA’nın %80’i rRNA’dır.

 

ATP ( Adenozin Trifosfat )

Genel  Özellikleri;

  • ATP hücrede oluşan metabolik olaylar için gerekli enerjiyi sağlayan moleküldür.
  • Yapısında bir tane Adenin azotlu organik bazı, beş karbonlu riboz şekeri, üç fosfat grubu bulunur.
  • Fosfat moleküllerinin arasında iki tane yüksek enerjili bağ bulunur.
  • ATP hücre içinde üretilir ve tüketilir.
  • ATP depolanamaz.
  • ATP bir hücreden diğerine taşınamaz.